AK Parti Genel Lider Danışmanı ve Yeni Şafak gazetesi muharriri Yasin Aktay, Kürtçe eğitim için medreseleri işaret etti. Aktay, “Medreselerin sivilliği avantaj mı sorun mu?” başlıklı yazısında “Tamamen sivil inisiyatiflerle ortaya çıkan, gelişen ve çeşitlenen medreseler bilhassa Cumhuriyet tarihinde yeraltına çekilerek tektipleştirici kültürel hegemonyaya karşı önemli bir direniş çizgisi kurdular” tabirini kullandı.
Medreseleri Kürtçe eğitim için pratik model olarak tanımlayan Aktay, yazısını şöyle sürdürdü:
“Özellikle Doğu’daki medreselerin Tevhid-i Tedrisat’ın dini eğitim üzerindeki baskısına ilaveten Kürtçe eğitim yasağına karşı da direnen bir boyutu vardır. Böylelikle pekâlâ Kürtçe eğitimin mümkün olabildiğini gösteren kurumsal pratiği, medreselerle halk ortasında çok manalı bir organik alakanın izlenebileceği somut bir model oluşturmuştur.
Cumhuriyet tarihi boyunca bu model başlarda büsbütün yok edilmeye, bastırılmaya çalışılmışken, ellilerden sonra da sosyolojik varlığı takdir edilse de resmen görmezden gelinmiş. Bunlardan faydalanma yoluna gidilmemiştir. Birinci kere geçtiğimiz 10-12 yıl içinde Diyanet “mele”lere aşikâr kıstaslar dahilinde takım tahsis ederek, bu modelin kendisini daha rahat şartlarda tekrar üretebileceği bir ortam oluşturmuştur. Böylelikle medreselerin genel-geçer müfredatı ve eğitim pratikleri bir bakıma resmen tanınmış oldu.
Ancak burada imam-hatip ve ilahiyat fakültelerinin eğitim müfredatları ve pratikleri ortasında bir ahenk sağlama muhtaçlığı da daima orta yerde durmuştur. Öğrenci kabul sistemi, hocaların yeterlilikleri, akreditasyonları vs. zannedildiği kadar kolay olmaz. Zira sivil olarak yürütülen ve hala resmi bir kabulü ve standardı olmayan sistemin topyekûn eklemlenmesi güç. Resmiyet herkese açık, şeffaf, denetlenebilir ve muhakkak bir kalite garantisi ister. Sivil toplumla organik alakada bu garanti şahsen halkın takdiri ile olur fakat devlet kabulünde bunun kurallara, kriterlere bağlanması mecburidir.”
YAZININ TAMAMI